18/09/2013
CANAN KARATAY TÜM
EZBERLERİ BOZDU...
Canan Karatay, diyetle ilgili yine ezberleri
bozdu. 8-10 öğün değil, günde iki öğün. Yemek yerken de su içmeyin... İşte
Karatay'dan sağlıklı beslenme tüyoları..
Türkiye'de diyet ve sağlıklı beslenme konusunda
TABULARI YIKAN İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay,
günde 2 öğün beslenilmesi gerektiğini söylüyor. Karatay, Türk halkının günde 8-12 öğün beslendiğine dikkat çekerek, toplumun 'enine
büyüdüğünü' ifade ediyor. Prof. Karatay'a göre, günde 2 öğün beslenmeke
gerekiyor. Dahası Karatay, yaş ilerledikçe yürüyüşe daha çok ağırlık verilmesi
önerisinde bulunuyor.
Habertürk'te konuşan Canan Karatay, haraket etmek
şartıyla kişinin istediği kadar yemek yiyebileceğini dikkat çekerken, bir de
uyarıda bulunuyor. Yemek yerken su içmeyin. Neden mi? İşte Karatay'ın yanıtı...
'KÖY TEREYAĞI SAĞLIKLI'
"Tam yağlı, doğal olan her şey tüketilmeli.
Saf köy tereyağı, katkısız Trabzon, Urfa ya da Malatya gibi yörelerimizin
tereyağı kullanılabilir. Hatta kadınlarımız tıpkı yoğurt gibi evde tereyağını
kendileri yapabilirler. Zeytin dahi evde yapılabilir. 'Karatay Mutfağı'nda
bunların tarifini verdim. Katkısız ve çocuklara en faydalı biçimde kendi
besininizi hazırlayabilirsiniz. Tereyağı, yayık ayranı aslında yarım saatlik
bir iş. Neneler ya da ev kadınları, evde oturduklarında sürekli televizyon
izlemek yerine bunu kolaylıkla yapabilirler. Saf köy tereyağı, en
sağlıklısıdır, buzdolabında bile katı değildir ve istenildiği kadar
kullanılabilir. Saf köy tereyağı ve soğuk sızma zeytinyağı her gün gereği kadar
vücudumuza girmelidir."
'YEMEKTE TEREYAĞ VE ZEYTİNYAĞI KULLANILMALI'
"Zararlı dediğimiz yağlar, trans yağlardır.
Trans yağlar, kızartmalarla meydana gelen yağlardır, işlenmiş her gıdanın
içindeki trans yağlar zararlı ve kanserojendir. Artık halkımız, şekere ve trans
yağlara dikkat etmeli, zaten dikkat edilirse hastalık da kalmaz. Mısırözü ve
ayçiçeği yağı, çiğ olarak kullanılabilir. Ama ikisi de ısındığı veya kızardığı
zaman aşırı miktarda trans yağ oluşur. Margarin haline gelince de, katı ya da
sıvı olsun, içi trans yağ doludur.
FINDIK YAĞI DA KULLANIN
Yemek yaparken tereyağı, zeytinyağı veya fındıkyağı
kullanmak gerekir, çünkü bunlar ısıya dayanaklıdır ve hemen bozulmazlar.
Bunlardan asla korkmayacağız, bu yağlar yanmadıkça, trans yağ oluşmaz. Isınınca
bozulan mısırözü ve ayçiçeği yağıdır. Bunlarla kızartma yaparsak hemen
kanserojen olur. Trans yağlar, en fazla çoklu doymamış dediğimiz bitkisel
yağlarda oluşmaktadır unutmayalım!"
'Kelleyi, paçayı, işkembeyi rahatlıkla
yiyebilirsiniz'
"Yağlardan en sağlıklısı, serbest dolaşan
hayvanların etindeki hayvansal yağlardır. Kuzu eti yediğiniz zaman yağıyla
birlikte yemelisiniz. Kuzu etini kaynatıp et suyu çıkardığınız zaman da çok
sağlıklı olur.
Sevdiğiniz kelleyi, paçayı veya işkembeyi
rahatlıkla yiyebilirsiniz. Sakatatlardan hepsini yiyebilirsiniz. Karaciğer de
buna dâhil. Şişman hanımlar, 'Dizlerimde kıkırdak kalmadı' diyor. Sen protein
yemezsen tabii ki dizin gider, sağlıklı protein, sağlıklı yağ, yumurta,
tereyağı, saf zeytinyağı yemezsen kilo veremezsin. Paça çorbası, diz
eklemleriyle ilgili sorunlara birebirdir. Ben haftada 2 kez paçamı, işkembe
çorbamı içerim. Beni eleştirenler, '10 yıl sonra ne olacak?' diyorlar, oysa ben
bunları yeni söylemiyorum ki. Yıllardır bunları anlatıyorum. 1987 yılında,
ABD'ye gittim. Oraya gidinceye kadar İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Koruyucu
Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı'ydım. Tüm bu söylediklerim yeni ifadeler
değil. O zamandan beri takip ettiğim hastalar, şimdi 80-90 yaşlarında ve
sağlıklılar."
'KIZARTMA HİÇ YOK'
"Kızartma bitti, hiç yapılmayacak, Çünkü
kızartma trans yağ demektir. Balık ızgara, fırın, buğulama şeklinde
yenilebilir. En sağlıklısı bunlardır. Ama Trabzon ya da Ordu'da yapıldığı gibi
hamsiyi una bulayıp kızartırsanız o tehlikelidir! Kanserojendir! Aslında
yiyecekleri biz pişirirken ya da tüketirken tehlikeli hale getiriyoruz.
İdeal bir öğlen yemeği, biftek veya bonfile ile
güzel bir salatadan oluşur. Bütün bir balık yiyebilirsiniz. Izgara yapılmış
sebze, döner yiyebilirsiniz. Ama dönerin yanında pilav, patates, pide yok! Bir
iki kaşık tam buğday veya bulgur pilavı, cacık, yoğurt, ayran olabilir.
Doyuncaya kadar yiyebilirsiniz, sakın az yiyip de aç kalmayın, sonra
halsizleşir doğru dürüst iş yapamazsınız. Kilo almayacağım diye yalnız
salatayla öğün geçirmek bu nedenle doğru değildir!"
'Türk milleti 8-12 öğün besleniyor, enine büyüyor'
"İbn-i Sina, Ortaçağ'ın en önemli bilimadamı,
tıp hekimidir. Onun yazdığı tıp kitapları Ortaçağ'da bütün tıp okullarında
okutuluyordu. İbn-i Sina, 'İki öğün sağlıktır, üçüncü öğün hastalıktır' der.
Sabah zaten çok kuvvetli yiyince doğal olarak iki öğüne iniyorsunuz. Akşam
yemeği de erken yemeli. Hz. Muhammed'in tavsiyesi de bu doğrultudadır. Kuvvetli
bir kahvaltı yaptıktan sonra zaten acıkmıyorsunuz. Ama Türk milleti maşallah
8-12 öğün besleniyor, öyle alıştırıldı, öyle programlandı. Bu nedenle de Türk
milleti enine büyümeye başladı!
'YAŞ İLERLEDİKÇE HAREKET ARTACAK'
50 yaşından sonra 6-7 öğün yemek tamamen
sağlıksızdır. İbn-i Sina diyor ki, 'Yaş ilerledikçe, hareket artacak'. Oysa biz
yaşlandıkça köşemize çekiliyoruz, bu çok yanlış. Türk toplumu eğer şişmansa,
hastaysa, göbeği varsa, şeker veya kalp hastasıysa, kiloluysa, depresyon
hastasıysa, kanseri varsa, Alzheimer'ı varsa şeker, tatlı tüketmeyecek. Benim
gibi 60-70 yaşındaysanız, oturup 3 öğün ekmek, şeker yiyemezsiniz. Şekerli
içecek içemezsiniz. Çünkü harcamıyorsunuz, ihtiyacınız da kalmıyor. Metabolizma
yavaşlamış oluyor, hormonlar gitmiş. Vücutta hormon kalmamış. Ben buna dikkat
çekmek istiyorum."
'Diyet yiyeceklere dikkat!'
"Light ürünlere, diyet olan tüm yiyecek ve
içeceğe karşıyım. Çünkü diyet denilen besinler, içindeki doğal yağların, doğal
vitaminlerin, doğal minerallerin alınmış olan kısmıdır. Diyet yiyecekler, en
sağlıklı kısmı alınan ve en pahalı satılan ürünlerdir. Hazır gıdalar da öyle.
Hazır gıdalardan da uzak duracaksınız. Doğal gıdaları kendiniz hazırlayıp
yiyeceksiniz. O zaman hastalanmazsınız, verdiğiniz kiloları da
almazsınız."
'Yapay gıdalar kısırlık ve kanseri artıyor'
"Yanlış beslenme ve yapay gıdalar sonucunda
kısırlık artıyor. Sadece kısırlık değil, kanser, kalp hastalığı, şeker
hastalıklarında da artış görülüyor. Hepsinin temelindeyse obezite yatıyor.
Obez, karaciğer yağlanması olan yani insülin
yüksekliği olan kişilerde östrojen hormonu da yükseliyor, polikistik over
gelişiyor, kadınlarda üreme duruyor, erkeklerde memeler büyüyor ve spermin
kalitesi ve sayısı azılıyor. Bir de GDO'lu gıdalar var. Bunlar ve trans
yağların aşırı tüketilmesi üreme dahil vücuttaki her şeyi bozuyor."
'Hareket etme şartıyla istediğin kadar ye'
"Kaç gün diye bir şey yok, doyuncaya kadar her
şeyi yiyeceksiniz. Karatay Mutfağı'nda 'kaç kalori' hesabı yok. Ben başka bir
şey söylemiyorum. Hareket etmek ve sağlıklı yiyecekler olması şartıyla
istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
Bilgisayar ya da televizyon karşısında saatlerce
oturursanız olmaz! Hareket etmeden hiç kimse kilo veremez. Ama gençsiniz,
atletsiniz, saatlerce spor yapıyorsanız ya da hamileyseniz o zaman tabii ki
yiyecekseniz. Her gün 5
kilometre koşun ya da yürüyün, o zaman sağlıklı
yiyeceklerden istediğinizi, doyuncaya kadar, bakın bir kez daha vurguluyorum
doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. Örneğin pastırmalı kuru fasulye, mercimek,
piyaz gibi yemekleri doyana kadar yemelisiniz. Ama ekmeksiz olarak! Tabii ki
kuru soğanla... Neden? Çünkü biz de bir söz vardır biliyorsunuz: 'Aç ayı
oynamaz!' deriz. Pirinç yerine de bulgur tüketilmeli. Tam buğday ve bulguru
yiyebilirsiniz."
'Yemekte içilen su hazımsızlık yapar'
"Su 24 saat içilmelidir. Ancak yemek sırasında
içilmemeli. Çünkü mide asidini sulandırır, hazımsızlığa neden olur. Her gün
azar azar yudum yudum 2.5
litre su tüketilecek. En önemli kriter, idrar rengi,
açık limonata renginde olacak. Öyle değilse vücuda yeterli su girmiyordur. Bu
nedenle de bağırsaklar çalışmıyor. İşte bu sebeple Türkiye'nin en büyük
sorunlarından biri de kabızlıktır. Kabızlık ise, metabolizmanın bozulduğunun en
basit ve en önemli göstergesidir, belirtisidir. Ciddi bir sağlık sorunudur.