02/09/2013
80'li yıllarda biz
öğrenciydik ve nasıldık bir bakın:
Saçlara jöle, tırnaklara oje, sürülemez,
spor ayakkabıyla okula girilemezdi.
Sabahçı isek öğleden
sonra ayakkabı boyacılığı yapar,öğlenci isek sabahtan simit satar,yazları
sanayide çıraklık ederdik.
Erkekler kravat, kızlar fiyonk takmadan, yaka ve
tırnak kontrolü yapılmadan derse girilemezdi.
Sabahları bahçede sıra olunur, pazartesi sabah Cuma
öğleden sonra müdür konuşma yapar, özel günlerden biriyse saygı duruşu yapılır
ve gerçekten saygıyla durulur, İstiklal Marşı okunurken dik durulur,
konuşulmaz, saygı duyulurdu.
Öğretmenlerle dalga geçilemez, veli toplantıları
aileye korkarak bildirilir, okulda "konuştuğun" (sevgilin) varsa
sadece bahçede yan yana yürünürdü.
Forma ile okula gidilir, eve gelene kadar forma
çıkarılmazdı. Gömlekler pantolonların - eteklerin, içine sokulur, okul renkleri
dışında bir renk giymek yürek isterdi.
Küpe, kolye, yüzük, bilezik hafta sonları takılır,
saçlar erkeklerde tıraşsız, kızlarda 3 boğum örgüsüz ise disipline gidilirdi.
Cep telefonu yoktu, internet de yoktu ama yine de
öğrenciler birbirleri ile haberleşirdi.
Biyoloji dersinde üreme konusu anlatılırken
utanılır, aruz ölçüsü ezberlerken delirilir, milli güvenlik hocaları askeri
disipline sokmaya çalışırdı.
Okul kitapları üzerinde sevilen sanatçı resimlerini
olduğu klasörlerde taşınır, ders yılı başında mutlaka kap kâğıdıyla kaplanır,
etiketler yapıştırılır, etikete adı-soyadı- sınıfı- hangi dersin kitabı olduğu
yazılır, o derse ait defterler de kolaylık olsun diye aynı desen kap kâğıdıyla
kaplanır, ders sırasında yanında kitabı olmayan azarlanırdı.
Sınıflar kalabalık olsa da çıt çıkmadan ders
dinlenir, boş derslerde sınıftan çıkılmaz, ders saatlerinde okul sınırlarını
ihlal etmek isteyenlere acınmazdı.
Ödevler mutlaka yapılır, dönem ödevleri için
kütüphaneler, meydanloueres, ana ya da temel britanikalar taranır, ödevler elle
ve mutlaka dolmakalemle yazılırdı.
Yat denince yatılır, sabah okula servis yerine yürüyerek
veya otobüsle gidilir, bazen çanta yoklaması yapılır, okula yasak bir şey
getirilemezdi.-okulun herhangi bir yerinde sakız çiğnenemez, derslerde bir şey
yenemez, su içmeye gitmek için izin istenirdi.
Birine uyuz olduysak öğretmene şikâyet eder, asla
kendimiz sopayla, bıçakla girişmez, çeteleşmez, okul dışında bile kavga
etmezdik. Bilirdik ki kavga edersek evde ya da okulda bi posta daha dayak var.
Kızlarla erkekler birbirine mesafeli durur, el
şakası yapmaz, küfürlü konuşmaz, efendilik bozulmazdı.
Yerli malı haftası sınıf pikniğine döner, her tür
yiyecek bulunur ve biz bu yemekleri paylaşırdık.
Kitap okurduk örneğin, ödev bile olsa okurduk.
Değiştirip kitapları öyle okur, kütüphaneden kimlik çıkartır kütüphanede
okurduk.
Biz öğrenci gibi öğrenciydik. Saygılıydık,
tertipliydik, edepliydik...
Biz çok güzel öğrencilerdik. Çok zor da olsa o
dönemlerde hayat, şimdikiler gibi kayıp kuşak değildik. Hayatın bir anlamı vardı
ve biz bunu bilmesek bile hissederdik...
(ALINTI)