İBRAHİM TOPBAŞ
ondokuzlar@gmail.com
ANKARA DA ÇORUMLU OLMAK
18/03/2012
ANKARA’DA ÇORUMLU OLMAK

İnsan, ekmekle doyar, emekle ve meşakkatle büyür, sevgiyle yaşar. Sevgi, varlıkların yaratılış sebebidir. Çünkü varlığı var eden Allah, onu severek yaratmıştır. Memleket sevgisi, ana-baba sevgisi, kardeş sevgisi, hemşeri sevgisi.. vs. gibi unsurlarsa sevgi ve hasret mefhumlarının birer mütemmim cüzleridir.
İnsan doğduğu ve yaşadığı yeri, çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilme amacıyla değiştirerek istemese de “gurbet” kavramıyla muhatap olmuştur. İşte bu olgunun sonucunda gurbet denen ikinci yaşam alanında; “gurbet” temasını vatan özlemi içerisinde kaybedilenler üzerinden yansıtarak asıl memleketinin türkülerini, yemeklerini, halaylarını, oyunlarını öykülerini.. kısaca bütün örf, adet ve ananelerini yaşayabilmek amacıyla hemşerileri ile bir araya gelme ihtiyacı duymuştur. Legal ortamlarda aynı memleketten olan bu insanları bir araya getirmenin, ortak özlemlerde buluşturmanın en ideal yolu ise dernek ve vakıflar aracılığı ile olmuştur.
Bu birliktelikler içerisinde yüreğinin derinliklerini ince ince sızlatan memleket hasretini bir nebzede olsa gidereyim derken; daha organize olmuş, huzurlu, refahlı ve sistemli yaşayabilme amacıyla bulundukları yerin idari, iktisadi, kültürel ve sosyolojik.. bir çok alanında söz sahibi olmalarının gerekliliği karşılarına çıkmıştır. İşte zurnanın farklı ses çıkarttığı yer de tam bu noktadır.
Ankara, Çorum dışında en çok hemşerimizin yaşadığı iller sıralamasında yaklaşık 400.000 kişi ile birinci sırada yer almaktadır. Yine 200 civarında dernekleri bulunmaktadır. Ayrıca bürokratlarıyla, iş adamlarıyla, esnaflarıyla, memurlarıyla ve çalışan bilumum emektarlarıyla; bulundukları ortamı mamur hale getirebilmek ve karşılığında da yuvasına alın teri ile kazandığını götürebilmek için çırpınıp durmaktadırlar. Ama maalesef bu emeklerinin karşılığını birlik ve bütünlük içerisinde olamamaları sebebiyle hak ettikleri oranda alamamaktadırlar. Şairin: ”toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” dediği gibi şayet biz bu kadar potansiyelimize rağmen Ankara’da birileri tarafından ciddiye alınmayan, önemsenmeyen kuru bir topluluk olarak değerlendiriliyorsak bu olumsuzluğun sebebinin yine kendimizden kaynaklandığını çok iyi analiz etmek zorundayız. Çünkü demokratik yönetimlerde örgütlenememiş topluluklar hiçbir şey ifade etmemektedir.
Çorum insanı geçmişte kardeşlik, birlik, beraberlik.. adına çok acı olaylar yaşamıştır. Artık kimse Çorumluya sağcılık, solculuk, din, dil, ırk, mezhep.. vs. gibi argümanlar üzerinden senaryolar yazamaz. Çünkü Çorumlu kendisine oynanan oyunların şer güçler tarafından tezgâhlandığını görmüş ve kardeşlik olgusunu kendi içinde yeniden tecessüs ettirmiştir. Bundan hiç birimizin zerre kadar şüphesi yoktur.
Demokratik toplumlarda Sivil Toplum Kuruluşlarının amacı, yürüttükleri faaliyetlerle toplumun ve temsil ettikleri bireylerin haklarını yönetimlere karşı savunmaktır. Aslında baktığımızda çok saygıdeğer Çorumlu hemşerilerimiz derneklerini, vakıflarını, federasyonlarını kurarak önemli merhaleler kat ettikleri de görülmektedir. Lakin, istediğimiz noktada olamadığımız da acı bir gerçektir. Üyelerin dernek, vakıf veya federasyonlarına karşı olan görev ve sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeleri, başkan veya yönetim kurullarının da burada söz konusu olan kesimin Ankara’da yaşayan Çorumlular olması nedeniyle, yaşadıkları toplum içerisinde hiçbir menfi olumsuzluklara yer vermeden Çorumluların birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını sağlayacak bütün imkanları seferber ederek; Ankara’daki Çorumluları ideallerimizdeki amaca ve hedefe ulaştırmaları büyük önem arz etmektedir. Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK “Dert ve Çare” isimli şiirinde bizim durumumuzu ne kadar veciz bir şekilde ortaya koymuş:

İpi kopan tespihim,
Dağılmış tane tane;
Acı ama teşbihim,
Hani nerde imame?

Taneleri toplayın,
Hak ipine derleyin,
Bir imame bağlayın,
Tevhid gelsin meydane...

Zaman kardeşlik, birlik, beraberlik ve dayanışma zamanıdır. Bütün dernekler, ayrım-gayrım yapmaksızın bir çatı altında toplanıp, sorunlarımızı ortak akıl ve ortak dil ile çözmeye çalışmalıyız. Sürdürülebilir bir gelecek için İlçe, Belde, Köy derneklerimizden, Çorum’u ve Çorumluyum diyen herkesi ve her kesimi bünyesine dahil ederek; onların her türlü meseleleriyle hemhal olacak bir birlikteliğe acil ama çok acil ihtiyacımız vardır.
Bu doğrultuda Ankara Çorumlu Dernekler Federasyonu Başkanı Hayri ÇAĞIR ve yönetim kuruluna önemli görevler düşmektedir. İnancım odur ki Ankara’da yaşayan Çorumlu hemşerilerimize en iyi hizmeti vererek onları arzu ettikleri hedeflere ulaştırırlar. Selam ve Saygılarımla…

Apdullah ATLAMAZ
Yük. Mühendis
10.02.2012

 



2016 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BABA OLMAK - 14/11/2024
TÜM BABALARA İTAF OLUNUR
SİZCE - 19/11/2023
BİR DÜŞÜNÜN
DEVE KUŞU - 04/09/2023
BU KADAR
GÜVENSİZLİK - 28/12/2022
TÜRK/MÜSLÜMAN
DEDE VE TORUN - 02/01/2022
KALMAK
TÜKENİYORUZ - 16/12/2021
YAZIK
DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY,DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR - 06/10/2021
SABIR VE ÇABA
DEĞERLERİMİZ - 12/09/2021
HER ŞEY ZAMANINDA DEĞERLİDİR
AĞAÇ - 12/09/2021
İNSAN
 Devamı