!!???
GÜNÜMÜZ İNSANINA GÜZEL BİR BAKIŞ AÇISI
Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var;
Daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış
açılarımız var.
Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz;
Daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut
kalıyoruz.
Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz;
Daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var.
Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz;
Daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var.
Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz;
Daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var.
Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz,
Çok savurganca para harcıyoruz, çok az gülüyoruz.
Çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyoruz,
Çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun
kalkıyoruz,
Çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender
şükrediyoruz.
Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi
azalttık.
Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret
ediyoruz.
Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı
öğrenemedik.
Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam
katamadık.
Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla
karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var.
Dış uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik.
Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler
yapamadık.
Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik, ama önyargılarımıza edemedik.
Daha çok yazıyoruz, ama daha az öğreniyoruz.
Daha çok plan yapıyoruz, daha az sonuca varıyoruz.
Koşuşmayı öğrendik, ama beklemeyi öğrenemedik.
Daha fazla bilgiyi depolamak, her zamankinden daha
çok kopya çıkarmak için daha çok bilgisayarlar yapıyoruz, ama git gide daha az
iletişim kuruyoruz.
Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen
yiyeceklerin; büyük adamlar ve küçük karakterlerin; yüksek kârlar ve sığ
ilişkilerin zamanıdır.
Günümüz artık, iki maaşın girdiği ama boşanmaların
daha çok olduğu, daha süslü evler, ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir.
Bu günler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan
çocuk bezleri, yok edilen ahlakî değerler, bir gecelik ilişkiler, obez bedenler
ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen
hapların olduğu günlerdir.
Vitrinlerde her şeyin sergilendiği, ama depolarda
hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız.
Öyle bir zaman ki teknoloji bu mektubu size
getirebilir, siz bu içselliği ya paylaşmayı, ya da sil tuşuna basmayı
seçebilirsiniz.
Yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi
kesen anların sayısıyla ölçülür.
Paylaşmak özel ve güzeldir, yaşamı paylaşmak, özel
gün ve anları paylaşmak değer verip değerinizi bilen birileri olduğunu bilmek
onunla paylaşmak ne kadar lüks artık onu bulmak ve kaybetmemek, dostluğu,
sevgiyi, hüznü paylaşmak ne güzeldir tüm bunların tarihe karıştığı bir dönemde
elde etmek ve yaşamak.
PEKİ SİZ BU HAYATIN NERESİNDESİNİZ...!!?? NERESİNDE OLMAK İSTERSİNİZ...!!?? SİZİ ENGELLEYEN NE...!!?? SAYGILARIMLA İBRAHİM TOPBAŞ
|